Ilham kaynaklari Orhun kitabelerine kadar uzanan Türk milliyetçiligi anlayisinin modern fikir hareketi hüviyeti kazanmasi, 19. yüzyilin ikinci yarisinda gerçeklesmistir. Türk milliyetçiliginin bir kadro ve fikir partisi yapisina dönüserek siyasî hayatimizdaki güzide yerini almasi ise Milliyetçi Hareket Partisi'nin dogup gelismesiyle mümkün olmustur. Baska bir ifadeyle, Türk milletinin hürriyet, bagimsizlik ve gelisme mücadelesiyle iç içe giden milliyetçilik, Ülkücülerin Basbug'u Alparslan Türkes'in liderliginde teorik ve pratik bir bütünlüge kavusmustur. Iste bu bütünün ürünü Milliyetçi Hareket Partisi'dir. Böylece Türk milliyetçiliginin partilesmesi ve dolayisiyla demokratik sisteme siyasî bir organizasyon olarak da katilmasi Milliyetçi Hareket Partisi'yle birlikte gerçeklesmistir.

Millet Partisi'nden Cumhuriyet Köylü Millet Partisi'ne (CKMP) kadar gelen parti silsilesi, Milliyetçi Hareket Partisi'nin "ön tarihini" olusturmaktadir. Millet Partisi, 1948 yilinda Maresal Fevzi Çakmak ve Osman Bölükbasi önderliginde bir grup milliyetçi-muhafazakâr siyasî elit tarafindan kurulmustur. Millet Partisi, iki siyasî seçenege sikistirilmis millete üçüncü bir seçenek sunmak istemis, fakat ideolojik örgüsünü ve teskilatlanmasini tamamlayamadigindan milliyetçi parti olma vasfini tam olarak kazanamamistir. 1950 genel seçimlerinde % 3.1 oy alarak sadece Osman Bölükbasi milletvekili seçilebilmistir.

Demokrat Parti iktidarinin, asiri solda yaptigi tevkife bir denge olmasi ve kendi siyasî gelecegini garantilemek maksadiyla Millet Partisi'ni 1954 yilinda resmen kapattirmasinin ardindan, bu partinin eski kuruculari kisa bir süre sonra Osman Bölükbasi'nin genel baskanliginda ayni yil Cumhuriyetçi Millet Partisi'ni kurmuslardir. 1958 yilinda Türkiye Köylü Partisi'nin iltihaki üzerine Cumhuriyetçi Millet Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi adiyla siyasî hayatini sürdürmeye devam etmistir.

CKMP, 1961 genel seçimlerinde % 14 oy alarak CHP ve AP'den sonra üçüncü parti olmustur. 1962'de CKMP'nin ikiye bölünmesiyle Osman Bölükbasi bu partiden ayrilarak Millet Partisi'ni ikinci defa kurmustur. 1965 genel seçimlerinde ise ayni basariyi yakalayamamis, ancak % 2.2 oy alabilmistir.

Milliyetçi dünya görüsünü benimsemis siyasetçiler, Alparslan Türkes'in siyaset sahnesine çiktigi tarihe kadar aktif partilesme sürecini basariyla tamamlayamamislardir. Milliyetçiler çesitli siyasî partiler içinde, sivil toplum kuruluslari etrafinda ve ayrica entelektüel çalismalar çerçevesinde faaliyette bulunmuslardir. 1963'te Hindistan sürgününden dönen Alparslan Türkes, Türk siyasî hayatinin liberal-muhafazakâr popülizm ile materyalist-komünist jakobenizme boguldugunu gördükten sonra, milleti bu çikmaz sokaktan kurtarmak için siyasete atilmayi bir mecburiyet telakki etmistir.

Bu maksatla 22-23 Subat 1964'te yapilan CKMP Kongresi'nde basta Dündar Taser olmak üzere diger arkadaslariyla birlikte bu partiye katilmis ve kisa süre içinde partide etkin bir konuma gelerek 1965'te yapilan CKMP Büyük Kongresi'nde Genel Baskan seçilmistir. Yeni Genel Baskaniyla birlikte CKMP'nin 1965'ten sonraki çalismalari, bir program ve teskilat insa etme ve benimsetme çabalarina odaklanmistir. 1970'li yillar ise yeni bir ad ve imajla birlikte kendini bütün milliyetçi camiaya kabul ettirme ve kitlesellesme sürecini ifade edecektir.

24-25 Kasim 1967 tarihindeki CKMP Kongresinde "9 Isik" olarak tanimlanan yeni doktrin, parti teskilatina ayrintili olarak tanitilmis ve parti programinin çerçevesini belirlemistir .

CKMP'den MHP'ye Geçis

CKMP'nin 8-9 Subat 1969 Olaganüstü Büyük Kongresi'nde delegelerin büyük destegini alan "Milliyetçi Hareket Partisi" adi kabul edilmistir. Büyük Kongreden sonra toplanan ilk genel idare kurulunda partinin amblemi "Üç Hilâl" olarak kararlastirilmis ve ayni toplantida MHP Gençlik Kollari için de "Hilâl içinde Kurt" amblemi benimsenmistir.

1969 genel seçimlerine Basbug Alparslan Türkes liderliginde yeni adi, yeni amblemi ve yeni ideolojisiyle katilan MHP, % 3 oy almis ve Alparslan Türkes ilk kez milletvekili seçilmistir.

MHP, 14 Ekim 1973'teki genel seçimlerde oy oranini %3.4'e çikararak 3 milletvekili çikarmistir. CHP ve MSP'nin kisa süren koalisyonunun ardindan 213 gün süren hükümet krizinden sonra 31 Mart 1975'te Süleyman Demirel Basbakanliginda MHP'nin içinde iki bakanlikla yer aldigi yeni bir koalisyon hükümeti kurulmustur. Bu koalisyon hükümetinde basbakan yardimciligi ve iki devlet bakanligi ile temsil edilmistir. MHP'nin fikri kararliligi ve sistemli teskilatçiligi, Adalet Partisi ve diger sag partiler disinda MHP'yi önemli bir siyasî güç haline getirmistir.

5 Haziran 1977 milletvekili seçimlerinde MHP % 6.4 oy alarak 16 milletvekili çikarmis ve ülke genelindeki oy oranlarina göre 4. parti olmustur. MHP, 21 Temmuz 1977'de yine S. Demirel Basbakanliginda kurulan koalisyon hükümetinde 5 Bakanlikla yer almistir.

12 Eylül 1980 askerî müdahalesiyle demokratik süreç kesintiye ugramis ve bütün siyasî tesekküllerin faaliyette bulunmasi uzun bir süre engellenmistir. Siyasî bir tesekkül olarak MHP'nin varligina son verilmek istenmis ve Ülkücü kuruluslarin dagilmasi için çesitli girisimlerde bulunulmustur. Kuruldugu andan itibaren Türk devletinin ve milletinin çikarlari dogrultusunda faaliyette bulunmayi temel ilke edinmis olan MHP, diger partilere kiyasla daha fazla magdur edilmis ve büyük zorluklarla karsilasmistir.

MHP, 1970'li yillar boyunca ülkemizde millî devlet, millî kültür, toplumsal dayanisma gibi kavram ve degerlerin öneminin kavranmasi ve toplumun bütününe mâl olmasi yönünde çok hayatî bir görevi yerine getirmis, iktidarda bulundugu dönemlerde de dürüst ve basarili yönetim örnekleri sergilemistir. Ayrica, Türk gençliginin bölücü-yikici örgütler ve faaliyetlerin etkisi altinda kalmamasi, vatansever ve idealist duyarliliklarla yetismesi için "siyasî okul" islevi görmüstür .

MHP'nin Yeniden Dirilisi

Milliyetçi Hareket'in 12 Eylül 1980 müdahalesinin etkilerini atlatarak yeniden partilesme süreci 7 Temmuz 1983'te Muhafazakâr Parti'nin kurulmasiyla baslamistir. Ne var ki Muhafazakâr Parti, 6 Kasim 1983'te yapilan seçimlere Milli Güvenlik Konseyi'nin engellemeleri yüzünden katilamamistir.

30 Kasim 1985'te Muhafazakâr Parti'nin Birinci Kongresi yapilmis ve Parti'nin adi degistirilerek "Milliyetçi Çalisma Partisi" olmustur. Parti amblemi de degismis kirmizi zemin üzerinde beyaz bir hilâl ve etrafinda "9 Isik"i temsilen 9 yildizdan olusan amblem kabul edilmistir. Kongrede tek aday olan Ali Koç genel baskan seçilmistir.

19 Nisan 1987'te Olaganüstü Kongre yapilarak Genel Baskanliga Abdülkerim Dogru seçilmis ve Devlet Bahçeli Genel Sekreter olmustur.

6 Eylül 1987 tarihinde 12 Eylül Askeri yönetiminin getirdigi yasaklar son bulmus ve 4 Ekim 1987'de düzenlen ikinci Olaganüstü Kongre'de Alpaslan Türkes Milliyetçi Çalisma Partisi Genel Baskani seçilmistir.

27 Kasim 1988'de yapilan MÇP Olaganüstü Kongresi'nde Alparslan Türkes yeniden Genel Baskanliga seçilmis, Devlet Bahçeli ise ikinci kez Genel Sekreterlige getirilmistir. Ayrica bu kongrede yeni parti programi kabul edilmistir.

MÇP, çok zor sartlar altinda girdigi 29 Kasim 1987 genel seçimlerinde %2.9 oy oranina ulasmistir. 26 Mart 1989'teki mahalli seçimlerde ise oy orani biraz daha artarak % 4.2'ye ulasmistir. Özellikle Orta Anadolu'da MÇP, MHP'nin 1980 öncesi oy oranlarina yaklasmis, MHP'nin siyasî cografyasinda yeniden dogmustur.

20 Ekim 1991 genel seçimlerinde RP ve IDP ile ittifak yapilmis ve bu ittifak % 16.9 oy almistir. Seçimden kisa bir süre sonra ittifak dagilmis ve Alparslan Türkes ile birlikte 18 milletvekili 29 Aralik 1991'de MÇP 3. Olagan Kongresinde MÇP'ye katilmis ve Alparslan Türkes Genel Baskan olmustur.

MÇP'den MHP'ye geçis ise, ancak 1992 yili sonunda baslayan gelismelerle birlikte mümkün hale gelmistir. 27 Aralik 1992 günü toplanan MHP'nin son (1980 öncesi) kurultay delegeleri, partinin feshine, isminin ve ambleminin de MÇP tarafindan kullanilabilecegine karar vermistir.

Bu gelisme üzerine, 24 Ocak 1993 günü toplanan MÇP 4. Olaganüstü Kongresi, MÇP'nin isminin MHP olarak degistirilmesi ve amblem olarak da Üç Hilâl'in kullanilmasini kararlastirmistir. Böylece "MHP'nin ikinci dogusu" gerçeklesmistir.

20 Aralik 1995 genel seçimlerinde % 8.2 oy alan MHP, % 10'luk seçim barajini asamadigi için milletvekili çikaramamistir.

4 Nisan 1997'de Ülkücülerin Basbugu ve Türk dünyasinin hamisi Alparslan Türkes Hakk'in rahmetine kavusmustur.

Yeni Yüzyilda Yeni Ufuklara

Alparslan Türkes'in vefatindan sonra 18 Mayis 1997'de yapilan Olaganüstü Kongre'de sonuç alinamadigi için 6 Temmuz 1997'de ikinci Olaganüstü Kongre toplanmistir. Bu Kongre'de Devlet Bahçeli, delegelerin büyük bir çogunlugunun destegini alarak Alparslan Türkes'ten sonra MHP'nin ikinci Genel Baskani olmustur. Geçis süreci, 13 Kasim 1997'de yapilan olagan kongre ile tamamlanmis; Devlet Bahçeli yeniden MHP'nin genel baskani seçilmistir.

MHP, 18 Nisan 1999 milletvekili seçimlerinde %18 oy alarak tarihinin en büyük basarisini elde etmistir. Demokrasi tarihimizin en kritik seçimlerinden biri olan bu seçimlerde Türk milleti MHP'ye büyük bir teveccüh göstermis ve MHP Türkiye'nin her bölgesinden, her kösesinden oy alip milletvekili çikaran en yaygin parti olmustur.

Seçimlerden güçlü çikan bir siyasî partinin iktidarin disinda düsünülmesinin her seyden önce milletin tercihine saygisizlikla ayni anlama gelecegi kabul edilmistir. MHP, bunun için iktidara gelmek konusunda tamamen milletin yolunu takip etmis ve onun istegini dikkate alarak DSP ve ANAP ile koalisyon kurarak zor sartlar altinda iktidar sorumlulugunu paylasmayi tercih etmistir. MHP 12 Bakanlik alarak ikinci büyük koalisyon ortagi olmus ve Türkiye'nin geleceginin sekillendigi bir dönemde millî hassasiyetlerin iktidarda temsilini mümkün kilmistir.

Iktidara geldikten sonra 5 Kasim 2000 tarihinde 6. Olagan Büyük Kongresi yapilmis ve bu kongre hem organizasyonuyla, hem de mesajlariyla Türk siyasî hayatinda bir dönüm noktasi olmustur. Kongre'de belli basli kritik sorunlar ele alinmis ve yeni ufuklara uzanmanin önemi ve gerekliligi vurgulanarak Türk milletinin gelecegi adina "yeni yüzyilla sözlesme" yapilmistir.

MHP'nin bu iddiasi, ülkemizin ve dünyanin geldigi bugünkü noktanin çok yönlü bir muhasebesini yaparak, milletimizin ilgisini yeni çagin dinamiklerine ve insanligin ortak gelecegine yöneltme düsünce ve çabasini yansitmaktadir. Ayrica bu görüsler dogrultusunda yenilenen parti programi ve parti tüzügü oybirligiyle kabul edilmistir. Ayni Kongre'de Devlet Bahçeli delegelerin oylarinin tamamini alarak Genel Baskan seçilmistir.

Paylaş